top of page

Mimar Erdoğan’a cami beğendirmek! | RADİKAL GAZETESİ

CÜNEYT ÖZDEMİR

 

Türkiye / 23/02/2014

 

Selçuklu dönemine ait bir cami Başbakan’ın engin mimari gözü ile ‘fazla modern’ bulunduğu için inşaatı durdurulup, üzerine çakma kubbeler kondurulması isteniyor. Malatya’da bir işadamı hayır için memleketine bir cami yaptırmak istiyor. Bunun için Türkiye’nin tartışmasız en iyi mimarlarından biri olan Nevzat Sayın’ın kapısını çalıyorlar. Nevzat Sayın daha önce cami yapmamış ancak projeye ilgi duyuyor ve kabul ediyor. Cami projesine başlamadan önce Türkiye’nin dört bir tarafındaki camileri dolaşıyor. Sadece camileri gezip incelemekle kalmıyor, Anadolu’da cami mimarisinin tarihçesi üzerine de akademik bir araştırmaya girişiyor. Nevzat Sayın, Malatya’nın tarihini incelediğinde Osmanlı döneminde yıldızı çok parlak olmasa da şehrin Selçuklular dönemindeki cazibesini fark ediyor. Bunun üzerine Selçuklular dönemindeki camileri incelemeye başlıyor. Bildiğiniz gibi Türkiye’de cami denilince akla ilk gelen kubbe oluyor. Kubbeler cami mimarisinde o kadar çok kullanılmış ki artık bir süre sonra neredeyse kubbesiz cami yapmak günah sayılabilecek bir noktaya ulaşılmış!

 

Oysa Selçuklu döneminde cami mimarisinde kubbe kullanılmıyormuş. Selçuklu döneminde camilerde sütunlar kullanıldığı için mekân doğal olarak bölünüyor, bu bölünme de ilginç bir davranış biçimine yol açıyormuş. Nevzat Sayın incelemelerinde kubbeli yani sütunsuz geniş mekânlı camilerde, cuma ya da bayram namazlarında binlerce kişinin doldurup, vakit namazlarında 40-50 kişinin genelde hep duvar kenalarına ya da sütunlara yakın oturduklarını gözlemlemiş. Bütün bu araştırmalar sonrasında Malatya’ya Sulçuklu mimarisinin bütün özelliklerini taşıyan nerede ise aslına yakın bir cami tasarlamış. Hayırsever işadamı bakmış, beğenmiş. 10 bin kişilik caminin imar izinleri alınmış, işlemler bitmiş ve inşaat başlamış… Buraya kadar ne kadar güzel geldik değil mi? Malatyalılara şehrin merkezinde hediye gibi bir cami Türk mimarisine ufuk açıcı şahane bir eser geliyor diye seviniyorsunuz. Ancak bir dakika…Her şey Başbakan Erdoğan’ın bir Malatya mitingi ile değişiyor.
Başbakan’ın bir Malatya ziyareti sırasında eşraftan biri caminin yapıldığı meydanı Başbakan’a ispiyonluyor. Zira şehrin merkezinde olan o meydan genelde Ak Parti mitinglerinin de yapıldığı meydan. Buraya bir caminin yapılması meydanı küçültecek; olan, mitinglere olacak. Başbakan neyse ki daha sağduyulu. O gün bu konuşmaya tanık olanların anlattıklarına bakılırsa “Yer hususunda bir şey diyemem ancak cami denilince benim ayaklarım yerden kesilir. Gidip inceleyeceğim” diyor. Nitekim gidip inceliyor. Hayırsever işadamı ve inşaatı hayata geçiren Yeşilyurt Belediye Başkanı Ahmet Kavuk ellerine caminin çizimlerini, planlarını alıp Başbakan’ın karşısına geçiyorlar. Mimar Nevzat Sayın bu apar topar denetime çağrılmıyor. Proje Başbakan’a anlatılıyor. İsterseniz sonrasını Belediye Başkanı Ahmet Kavuk’tan dinleyelim: “Yer üzerinde bir muhalefeti olmadı. Biz sözlerinden, ‘Malatya adına, olması iyi olur. Zaten merkezde cami olması lazım’ manasını anladık. Sadece mimaride bazı önerileri oldu. Allah nasip ederse yeniden çizimlerle farklı bir konseptle bir sunumu Sayın Başbakanımızdan bir randevu alarak kendisine arz edeceğiz. Başbakanımızın projeyi değerlendirmeye alması bizi mutlu ediyor. Belki bilmediklerimiz olabilir. Öneri yine manendir, bilerektir. Onu da değerlendireceğiz. Tabii memleketimizin Başbakanı. Bu kadar, memlekete emeği var. Önerileri dinlemek, değerlendirmek, anlaşmak bizi mutlu eder.” Başbakan Erdoğan caminin tasarımlarında kubbe görmemişti. Bu yüzden projeyi ‘fazla modern’ bulmuştu. Geçen perşembe günü ‘Yeşil Binalar Zirvesi’nde bir panelde Mimar Nevzat Sayın ile karşılaştım. “Malatya’daki cami ne durumda, bitti mi” diye sordum. Sayın, “Hayır bitmedi. Yapımı durduruldu. Başbakan beğenmediği için ne olacağı bilinmiyor, bir değişiklik yapmam için fısıltılar gelmeye başladı bile” diyerek isyan ediyordu. Gel de isyan etme!

 

Selçuklu dönemine ait bir cami Başbakan’ın engin mimari gözü ile ‘fazla modern’ bulunduğu için inşaatı durdurulup, üzerine çakma kubbeler kondurulması isteniyor. Asıl matrak olan ise Başbakan’ın Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’ndeki binlerce ağacı katlederek yaptırdığı çakma ‘Beyaz Saray’ımsı binayı da başından sonuna tasarımını takip edip, mimarlara binayı tarif ederken “Selçuklu dönemine ait izler taşısın” demesi sanırım.
Çamlıca Camii Yarışması’na da ‘fazla modern’ elemesi geldi, birinci yerine kubbeli olan ikinci proje yapılıyor malum! Bunları bütün çıplaklığı ile anlatmamın nedeni böylesine şeylerin düne kadar sadece Türkmenistan gibi
diktatörlük ötesi ülkelerde yaşanıyor olmasıydı. Anlayacağınız Türkiye’de kamu binaları yapan ya da cami çizen mimarların son sözü söyleyen gizli bir işvereni daha var: Başbakan! Biz hep internetin, basının üzerindeki baskılardan yakınıp duruyoruz ya mimarların bile baskıdan dertlendiği bir ülkede yaşadığımızın farkında değiliz.

 

Mimar Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük eseri kuşkusuz bir bina olmayacak ancak Türk mimarlarının kâbusuna dönüşen, dünya mimarlık literatürüne kazandırdığı “Fazla modern” kavramı da unutulmayacak. Kuşaktan kuşağa, mimardan mimara, kulaktan kulağa bir fıkra niyetine anlatılacak!

 

 

KAYNAK: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/cuneyt_ozdemir/mimar_erdogana_cami_begendirmek-1178079

 

 

Kim bilir belki diploma jürimize de Başbakan’ı çağırıp bir fikrini almamız gerekiyordur. Neticede devletin baş mimarıdır kendisi.  ALİ GÖKTEN

bottom of page